Bu Blogda Ara

13 Temmuz 2011 Çarşamba

kurumlar neden ingilizce öretemiyor? 1

Tamam şu ana kadar size  belki de çok yüklendim ama karşı tarafta pek masum değil.
Türkiye'nin en prestijli üniversitelerinde çalıştım, devletin ve ozelin en iyi okullarında çalıştım maalesef oturmuş bir düzen var ve ben maalesef don kişot muamelesi gördüm.
EN ÖNEMLİ EKSİKLİK ONLARIN ÖĞRETİM SİSTEMİNDE :YANLIŞ KAYNAKLA ÖĞRETİYORLAR
Güzel ülkem daha önce de belirtiğim gibi bir yabancı hayranlığı histerisi içinde türk kaşığıyla ingiliz maması yemeyi tercih ediyor.İngilizin dili modüler senin dilin sondan eklemeli ;senin dilindeki her bir harf ingilizce ayrı bir gramere denk geliyor, o zaman buna uygun bir  arayüz kullanmalısın.Bir ara tüm kursların kutsal kitabı "HEADWAY" denilen dandik bişeydi, bu kitaptan ingilizce öğrenebilen bir varsa tüm servetimi veririm.Ülkem de okutulan bütün ders kitapları ana dili Anglo-Sakson ya da Romans dilleri  olan bireylere yönelik.Bir metaforik örnek vermek gerekirse "Sen BMW alacağım diyorsun, basıyorsun alıyorsun parayı Almanya'dan ,İstanbul'da 3 ay da araban top atıyor sonra BMW dandik araba vs ... yahu adam sen aldın arabayı da baktın mı hangi coğrafya için üretilmiş ? sen gidip kanada isveç izlanda gibi kuzey ülkeleri için üretilmiş versiyonunu sorup araştırmadan alınca suç BMW de mi ?al ortadoğu versiyonunun çıkart BMW nin tadını". Bütün bu kitaplar anlaşmış gibi aynı tarz dandik diyaloglarla başlıyor sonra senden bu diyalogları taklit etmeni istyorlar.Eeeee hani yaratıcılık hani kendi külütrüne özgün diyaloglar? Neyse , de ki burdan bişiler kaptın başladın papğan gibi taklit etmeye eyvallah...Gerçek hayatta  o kitaptaki gibi kimse konuşmuyor şimdi ne olacakkk?? 
Sonra  bu kitap ya da kaynakların alayı -karışık cümleyi sıraya koy-yani karşındaki ingiliz sana karışık cümle verecek sen bunları sıraya koyacaksın-.Boşluk doldurma -yani ingilizle konuşurken adam sana boşluk bırakacak sen dolduracaksın.Bu liste böyle uzar gider gerçek hayatta yeri olmayan zırvalıklarla ingilizce öğretilmezzz!!
Asıl beni hayrete düşüren bu kadar kusurlu hizmet veren kurumlara nasıl bukadar rağbet var ?
isim isim vereceğim bunları da ,,hangisini vereyim hepsi birbirinin laciverti:))


11 Temmuz 2011 Pazartesi

Türkler neden ingilizce öğrenemiyor?6

Evet , Türkler neden öğrenemiyor burda tek suç "otomatik teşhis insanları"nda değil onlar bu problemin bir ayağı öteki ayağı da ingilizce öğretemeyen kurumlar .Onları da mercek altına alacağım .Şimdi son kısım bu konuda şöyle cereyan ediyor...

1-ŞEKİL DEĞİL MESAJ KAYGILI OL Aklından ingilizce olarak karşı tarafa bir mesaj iletmek istiyorsun doğal olarak ta ingilizce söylemek istiyorsun , aklından kırk versiyonu düşünüp 10 dakika eveleyip geveledikten sonra İngilizce bir şeyler söylersin sonra da "ulan acaba doğru mu söyledim" diye triplere girersin Oysa ki sözlü iletişimde şekilden çok iletilen mesaj önemlidir .
     Gelin örneği inceleyelim -kayak yaparken ayağınızı kırdınız ingiliz size sordu "what happeneded?" şimdi sizin zihin başlıyor "I broke my leg" yok yahu burda "broke" olmaz o zaman "I have broken my leg" yaa üff ben "present perfect" yaptım ama "simple past" mı yapsam tekrar_*bir türk talebesi bu tense isimlerini yabancı bir hocadan fazla bilir ne gereği varsa??*_neyse sonra başlar yahu ben bu cümleyi active kurdum sanki kasten kırdım gibi oldu en iyisi "passive" yapayım "my leg was broken"dur yaaa bunu "present perfect" yapayım"my leg has been broken" ayağım alçıdan çıkmadı ki yaaa offf bu seferde benim haberim yokken kırlmış gibi oldu bunun ingilizcesi başka türlü mü söyleyeyim?? Bu böyle sürer gider ne gerek var sen böyle kıvranırken mevsimler değişiyor "I broke my leg" kısa ve net karşıda ki anladı ve diyalog yürümeye devam eder 

2-CÜMLEYLE DUYGUSAL BAĞ KURMA .Senin görevin hızlı ve net mesajlar vermek ki diyalog dönsün ; her cümlede doktorculuk oynarsan ve "türkçede biz şöyle diyoruz ingilizcede neden böyle demiyorlar?" dersen aynı mantıkla "elma" ya "apple" diyorsan "selma"'ya da "sapple" demem gerek diyor musun yokk o zaman sana ne adam sen bak işine doğru olduğunu bildiğin cümleyi kur gitsin -emin olun size yanlış gelen cümlelerin % 80 ni aslında doğrudur-inanın bana 19 yıllık tecrübe bunu söylüyor

3-DURUMDAN VAZİFE ÇIKARMA.Biz türkler her konunun uzmanıyızdır ;yolda iş makinası görürürüz hemen ahkam keseriz "yanlış yapıyor ordan değil burdan kazacaksın"  hayatında öyle bir makinanın koltuğuna oturdun mu ? ya da uçak konar "pilot acemi alt takımı geç açtı" hayatında kokpite adım attın mı? bu böyle uzar gider aynı hastalık ingilizce cümle kurarken de aynı hastalık ortaya çıkıyor , bu da genellikle şu şekilde  ortay çıkıyor ya hoca yanlış öğretmiştir-bu düşük bir olasılık zira bu piyasadaki hocaların   büyük çoğunluğu kitaba bağlıdır papazın inciline bağlı olduğu gibi sanki o kitapta yazanlar kelime-i mukkades miş gibi- ya da öğrenirken kendince yanlış çıkarımlar yapıp yanlış bilgi depolamışsındır.Cümle kurma aşamasında bu yanlış bilgiler seni tetikler ve sende başlarsın kıvranmaya cümle kuramıyorum diye.daha en baştan durumdan vazife çıkartmayıp basit ve düzgün konuşamyı öğrensen işlem bitmiştir


EVET  SEVGİLİ OKUR İLK ALTI BÖLÜMDE SENİN KUSURLARINA DEĞİNDİM BUNDAN SONRA Kİ AŞAMA DA İSE BU ÜLKEDE NEDEN İNGİLİZCE ÖRETİLEMİYOR AZCIK TA ONA DEĞİNECEĞİM


8 Temmuz 2011 Cuma

Türkler neden ingilizce öğrenemiyor?5

Neden İngilizce öğrenemediğinize dair en önemli sıkıntılardan da birisi bizim insanımızın kendini her konuda uzman sanmasıdır. Bunun en büyük acısını İngilizce öğrenemeyerek çekiyorlar. Teknik olarak İngilizce bilmemek bir rahatsızlık diyelim ve bunun tedavisi için çare arıyorsunuz; çareyi bulacağınızı umduğunuz yere gidiyorsunuz ve ilk soru “Hoca yabancı mı?” bak daha burada başlıyor hata “Hocanın ana dili İngilizce mi?” değil, yani Ugandalı ya da Filipinli fark etmez Türk olmasın da ne olursa olsuncular var kitlemiz onlar değil; bilinçli olanları ise anadili İngilizce olan hoca istiyor… Zaten bu blog onlar gibi mağdurları hedefliyor… Neyse diyelim ki hoca İngiliz/Amerikalı sana ne “otomatik teşhis” insanı sen dişin ağrıdığında dişçiye “Bu aletler yabancı mı?” ya da hastaneye gittiğin de ameliyat olacağın zaman doktoru sorguluyor musun? Eee o tür rahatsızlığında bunlara teşebüs edemiyorsun ama iş İngilizce rahatsızlığına gelince “Hoca yabancı mı?” Yahu de ki adam Amerikalı/İngiliz, sen zaten begginer bilemedin pre-intermediate düzeydesin senin derdin öğrenmek mi pratik yapmak mı?[Bu konu da Prof.Dr Oktay Sinanoğlu’nu takip ediniz kitaplarını alınız okuyunuz, virgülüne kadar imzamı atarım dil konusunda ki tespitlerine] Dünyanın en ileri ülkelerinde eğitim ana dil de yapılır –Almanya, Fransa, Japonya, Norveç, vs-önce öğreneceksin sonra kullanacaksın bu kadar net. En iyi öğrenme kavga ya da pazarlık edebildiğin dilde öğrenilir. Paradoksun öteki tarafı daha da ilginç; sen anadili İngilizce olan bir hocayla ders yapabilecek durumdaysan o zaman zaten ingilzce öğrenmeye ihtyaç duymayacak kadar İngilizcen var demktir kursta ne işin var adamım o zaman? Bak tekrarlıyorum pratik yapmak değil öğrenmek diyorum
TÜRK KAŞIĞIYLA İNGİLİZ MAMASI YEMENİN ALEMİ YOK!

6 Temmuz 2011 Çarşamba

Türkler neden ingilizce öğrenemiyor? 4

Evet, uzun bir aradan sonra tekrar karşınızdayım… Dost acı konuşur önce buradan neden öğrenemediğinizi anlatacağım yani TEŞHİS sonra TEDAVİ nasıl olacak o gelecek…
Sıkıntı 1 Dershaneye vs gidip mesela herhangi bir İngiliz’in ya da Amerikalının hayatı boyunca kullanmayacağı “tense” ya da tümceleri öğrenmek için deli gibi enerjinizi boşa harcıyorsunuz istemediğiniz ve hayatınızda hiç lazım olmayacak yükün altına giriyorsunuz. Gerçek hayatta şu örneği versem tepkiniz ne olur mesela?  Gittiniz bir Opel bayine aldınız bir Astra tam çıkacaksınız satıcı diyor ki “İyi günlerde kullanın ama bagajda 2 torba çimento var , bu arabayı kullanacaksınız bunları taşımanız gerek” dese “ne yapacağım çimentoyu ben duvar ustası mıyım istemiyorum ne yük edeceğim arabamda ?” dersiniz. Ama iş kurs konusuna geldiğinde "Tabii ya gerekli bunları da öğreneyim" diyorsunuz. E peki "otomatik teşhis insanı"; sen ana dilinde kaç “tense” kaç “modal” kullanıyorsun da öğreneceğin yeni bir dilde bunlara özlem duyuyorsun?

Sıkıntı 2 “İngilizce Düşün”  bu ne yaaa? Madem böyle bir şey var haftanın her günü başka dilde düşün zihnin açılsın çokbilmiş arkadaş. Böyle bir saçmalık beni sinirlendiriyor. Şimdi sen yolda yürüyorsun adamın şemsiyesi gözüne giriyor canın yanıyor İstanbul’da olsan vereceğin tepki  “offf anam gözüm” dersin de Londra’da başına gelse “ouch my eye” dersin yani. Can yandığında bile “İngilizce Düşün”   prensibinden vazgeçmiyorsun Moskova da olsa Rusça düşüneceksin yani.Kendini kandırma Sayın İngilizce mağduru böyle bir şey yok.Çok net söylüyorum herkes günlük konuştuğu dilde düşünür.

Sıkıntı 3 “ Anlıyorum ama konuşamıyorum”  
 KÜÇÜK ÇOCUK OKULUN İLK HAFTASINDA EVE GELİYOR ANNESİNE ‘ANNECİĞİM BUGÜN YAZMAYI ÖĞRENDİK’ DER ANNESİ 'ŞAHANE NE YAZDINIZ ?’ DER ÇOCUK ‘BİLMEM DAHA OKUMAYI ÖĞRENMEDİK’ DER Şimdi bu fıkraya gülüyorsan ve “anlıyorum ama konuşamıyorum”  diyorsan  bu ifadeyi bir daha düşün. Konuşamadığın bir dili nasıl anlıyorsun?

SEVGİLİ OKUR  BU BLOGU TAKİP ETMEYE DEVAM EDERSEN TEŞHİSLERİM BİTİNCE TEDAVİLERİM VE BUNLARI UYGULAMALI ANLATAN VİDEOLARIM OLACAK